YORUM YAP
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * belirtilmiştir.
Uyku evrelerinin uzunluğu yaşa göre değişiklik göstermektedir. Yaşamın erken dönemlerinde zamanın çoğu uykuda geçer. Ancak, yaşın ilerlemesiyle birlikte uyku gereksinimi de azalır. Uykuya dalma süresi de yaşlanmayla beraber artmaktadır. Yaşlanmayla birlikte artan hastalıklarla da uyku kalitesi bozulabilmektedir. Yaşlanma süreciyle gelişen duyu bozuklukları, solunum sorunları, idrar güçlükleri, kronik bir hastalığın olması gibi nedenlerle uyku kalitesi bozulabilmektedir. Yaşlılar gençlere göre uykuya dalmada daha fazla zamana gereksinim duyarken, gece daha çabuk ve sık uyanırlar. Normalde yetişkinlerde ortalama 10-30 dakika olan uykuya dalma süresinin yaşlılarda 1 saat veya daha uzun sürdüğü bilinmektedir.
Hasta bireyler sağlıklı bireylere göre daha fazla uykuya ihtiyaç duyarlar. Hastalık hem fiziksel hem de psikolojik bir stres etkenidir ve uyku düzenini etkiler. Pek çok hastalık; ağrı, fiziksel sıkıntı, anksiyete ve depresyona dolayısıylauykusuzluğa neden olmaktadır. Gece mesaisi dâhil, vardiyalı çalışmaların hem psikolojik hem de fizyolojik sağlık sorunlarının gelişme riskini arttırmaktadır.
Işık, ısı, koku, hava akımı, gürültü, yatağın, yastığın rahatsızlığı uykusuzluğa neden olabilir. Gürültü uyku ile yakından ilişkilidir. Gürültülü ortamlarda uyku yüzeyseldir, uyku süresi azalır. Bazı insanlar uyumak için sessiz bir ortamı tercih ederken bazıları ise hafif bir müzik sesine gereksinim duyabilirler. Ortamın iyi havalandırılmış olması dinlendirici uyku için şarttır. Yatılan yatağın ölçüsü, rahatlığı, pozisyonu, tek ya da çift kişi ile yatmak uyku kalitesini etkileyen faktörlerdir. Kişiler genellikle kendi evlerinde, alışkın oldukları ortamda daha rahat ederler ve daha kolay uyurlar. Bazı kişiler sessiz, sakin, ışıksız bir ortamda uyuyabilirken, kimileri de hafif ışıklı ortamı tercih edebilir.
Aktivite ve egzersiz yorgunluğu arttırarak uykuyu etkilemektedir ve bireyin kolay uykuya dalmasına neden olmaktadır. Fiziksel aktivite hem NREM hem de REM uykusunu arttırır. Egzersiz sırasında salgılanan laktik asit ve serotonin derin dinlenmeyi sağladığı için derin dinlenme evresi olan NREM 4. evreyi de düzenler. Düzensiz yapılan egzersiz ise uykunun bozulmasına neden olabilir. Uyku için en uygun egzersiz zamanı, öğleden sonra ve akşama doğrudur. Geç saatte yapılan egzersiz sempatik aktiviteyi arttırdığından uyku saatini geciktirebilir. Hafif bir yorgunluk uyumayı kolaylaştırırken, kötü ve stresli bir iş günü sonunda yaşanan aşırı yorgunluk uykuya dalmayı güçleştirir.
Günlük yaşamdaki anksiyete, stres ve diğer emosyonel sorunlar uyku düzenini bozar. Stres bireyin gergin olmasına neden olarak uykuya dalmasını güçleştirirken, çabuk uyanmasına da neden olabilmektedir. Streste kişi hem gereksiniminden daha fazla uyuma eğilimi gösterir hem de REM süresi kısalır.
Birçok ilaç, nikotin, kafein ve alkol ajitasyon, uykusuzluk ve yorgunluk gibi yan etkilere neden olarak uyku kalitesini bozar. Bazı kalp ilaçları (diüretikler, digoksin ve beta blokerler) sık uyanmaya neden olabilir; Narkotik analjezikler, barbitürat ve stimülanlar REM uykusunu bastırır, gece uyanmaya ve gün boyu uykulu olmaya neden olur. Sedatifler, antidepresanlar ve hipnotikler total uyku zamanını arttırmakla beraber REM uykusunda azalmaya sebep olmaktadırlar. Hipnotikler uyku evrelerinin uzamasına ve ilacın kesilmesinden sonra uykusuzluğa yol açabilir.
---Dr. Sabri Burhanoğlu
{{questionItem.content}}
{{answerQuestionItem.content}}
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * belirtilmiştir.
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * belirtilmiştir.
{{comment_count}} yorum
{{comment_error}}{{commentItem.name}}
{{commentItem.title}}
{{commentItem.content}}
CEVAP
{{answerItem.title}}
{{answerItem.content}}